Acentenin Denkleştirme Talep Etme Hakkı Nedir?

Acentenin denkleştirme talep etme hakkı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. Maddesinin 4. fıkrasında düzenleme alanı bulmuştur. Acentelik sözleşmesinin acentenin kusuru dışında bir nedenle sona ermesi durumunda, acentenin çabası neticesinde oluşturulmuş yeni ve sürekli müşterilerin müvekkile kalmasının karşılığında hakkaniyet temeline dayalı bir karşılık olarak öngörülmüştür.

 

Denkleştirme talep edebilmenin koşulları şu şekildedir:

  • Acentelik sözleşmesinin acentenin kusuru dışında bir nedenle sona ermesi
  • Müvekkilin acentenin çabasıyla oluşturulmuş müşteri çevresinden karşılık ödemeksizin yararlanacak olması
  • Hakkaniyetin denkleştirme ödenmesini gerektirmesi

Bu koşulların gerçekleşmesi halinde, acentenin denkleştirme hakkının doğduğu ve bu hakkın Türk Ticaret Kanunu’nun 122. Maddesinin 4. fıkrasında bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği düzenlenmektedir.

Acentelik sözleşmesinden kaynaklı taleplerin tabi olduğu zamanaşımı süresi de beş yıl olarak düzenlenmiştir.

TÜRK TİCARET KANUNU’NUN 122. MADDESİNİN 4. FIKRASINDA DÜZENLENEN 1 YILLIK SÜRENİN NİTELİĞİ NEDİR?

Acentenin denkleştirme istemi konusu Türk Hukukunda ilk defa kanuni olarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda yer almıştır. Ancak Sigortacılık Kanunu’nun 23. Maddesinde de süre konusuna ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Özel kanunda konuya ilişkin düzenleme bulunmaması gerekçesi ile genel kanuna yani TTK madde 122/4’e gidilerek kıyasen uygulama yapılması gerektiği görüşü hakimdir.

 

Türk Ticaret Kanunu’nun 122. Maddesinin 4. Fıkrasının gerekçesine göre, “Hükümde denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu bir yıllık sürenin zamanaşımı süresi mi yoksa hak düşürücü süre mi olduğu sorunu hükümde açık bırakılmıştır. Bunun sebebi, hukuk geliştirme olanaklarının önünün kapatılmamasıdır. Öğreti ve yargı kararları menfaat dengesine uygun en iyi çözümü “hukuk” olarak ortaya koymalıdır. Alman öğretisinde bir yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu görüşü hakimdir. Bunun sebebi olarak hükmün niteliği gösterilir. Hüküm adalet temeline dayalı olduğu için acentanın, böyle bir gereksinimi duymayıp istemini ileri sürmekte bir yılı aşan süreyle gecikmesi hükmün öngörülme amacına aykırı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca zamanaşımını kesen ve durduran sebeplerin istemle bağdaşmadığı da ileri sürülür. Ancak, talep ileri sürülmüş ve kabul edilmiş ise hak düşürücü süre işlemez hale gelir. İstem itirazla karşılaşmış ise bir yıllık süre içinde yargı yoluna müracaat edilmesi gerekir.”

 

Doktrindeki baskın görüş bir yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve bu hakkın şekli bir geçerlilik koşuluna tabi olmadan ileri sürülebileceği, bu süre içinde gerekli bildirim yapılırsa, acentenin 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açabileceği yönündedir.

 

Yerel Mahkemelerce bir yıllık süre değerlendirilirken bu sürenin “hakkın ileri sürülmesi için değil”, “dava açılması için” öngörülmüş bir hak düşürücü süre olduğu gerekçesiyle davalarının reddedildiği görülmektedir.

 

Ancak Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına göre, “Kanunda dava açılmasından söz edilmeyip tazminat talebinin ileri sürülmesinden söz edildiği hususu dikkate alındığında, 1 yıllık sürenin dava açılması için değil, tazminat talebinin ileri sürülebilmesi için bir hak düşürücü süre olarak anlaşılması gerektiği kabul edilmelidir.”

 

Yargıtay kararlarında da 1 yıl içinde bu talebin ileri sürülmesi gerektiği, bu bildirim süresinin hak düşürücü olduğu ancak davanın 5 yıl içinde açılabileceği kabul edilmektedir.

 

barlas-law-firm-logo-white

Adres

AGAOGLU MASLAK1453
Maslak Mah. Tas Yoncası Sok.
C7 Blok D:45 Kat:8
Sariyer Istanbul – Turkey

+90 212 274 99 53 / 54
info@barlaslaw.com

© 2019 Barlas Hukuk Bürosu. Tüm Hakları Saklıdır.

site by boozaa

error: Bu içerik korumalıdır.