Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun(Kurul) 2019/1 Esas ve 2019/8 Karar numaralı 25.12.2019 tarihli kararı 14.07.2020 tarihinde resmi gazetede yayınlandı. Karar ile birlikte zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınıp alınmayacağına ilişkin Yargıtay Hukuk Daireleri arasında görüş ayrılığı çözüme kavuşmuş oldu.

Başka bir deyiş ile 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş bir bonoda temerrüt tarihi için hangi tarihe itibar edilmesi gerektiği kesinleşmiş oldu. Buna göre, zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağına karar verildi.

Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 117/1 maddesinde “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” denilmek suretiyle, temerrüdün muaccel olma tarihinden itibaren değil de, kural olarak alacaklının ihtarından itibaren gerçekleşeceği kabul edilmiştir.

Nitekim TBK 117/2 maddesi ile birlikte ihtar koşulunun istisnaları düzenlenmiştir. Buna göre borcun ifa edileceği gün; birlikte tespit edilmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlenmiş ise ayrıca ihtara gerek olmadan borçlu temerrüde düşmüş olur denilmektedir.

Temel borç ilişkisinin taraflardan birinin bir bono düzenleyip lehtara vermesi ile taraflar arasında kambiyo hukukuna dayalı ikinci bir borç ilişkisi doğar. İşte bono üzerinde yer alan ve TTK’nın 749. Maddesi ile düzenlenen vade, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin vadesi değil, kambiyo hukukuna dayalı borç ilişkisinin vadesidir. Bu sebeple, zamanaşımına uğrayarak kambiyo senedi vasfı kaybedildikten sonra bonodaki vade tarihi, taraflar arasındaki temel ilişki kapsamında birlikte tespit edildiğinden veya taraflardan biri tarafından kendisine tanınmış olan ihbarda bulunmak suretiyle belirlendiğinden bahsedilemeyecektir.

Yukarıda açıklanan sebepler ile Kurul; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihi, temerrüt için ihtara gerek olmayan durumlar kapsamında olmadığından, borçlunun temerrüde düşürülmesi için ihtarın gerekli olduğuna karar vermiştir.