Vergi Davaları Ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Vergi incelemesi; sektörel olarak şikayet üzerine veya vergi idarelerinin tespiti üzerine sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, fatura düzenleyen bunlardan hareketle kullanan mükellefler bakımından meydana gelir.

Vergi incelemesinde öncelikli olarak mükelleflerden yasal belge ve defterler istenir. Bu durum mükelleflere ibraz yazısı olarak tebliğ edilir. İbraz yazısının tebliğinden sonra belgeler ibraz edilmezse; o dönemdeki indirim konusu katma değer vergi indirimlerinin reddi, VUK anlamında kaçakçılık (indirimi reddedilen KDV’ler hakkında 3 kat vergi ziyaı cezası) ve ceza hukuku kapsamında defter ve belge ibraz etmemekten kaynaklı suç duyurusu gibi sonuçlar meydana gelmektedir.

Vergi incelemesi sonucunda tek kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat veya 3 kat vergi cezalı tarhiyat ortaya çıkabilir.

Tek kat cezalı tarhiyatta mükelleflerin uzlaşma hakkı mevcut ancak 213 sayılı Kanun madde 359 kapsamındaki kaçakçılık fiilleri tespit edilmişse 3 kat cezalı tarhiyat ortaya çıkar ve mükelleflerin uzlaşma hakkı yoktur. Bu durumda mükellefe ihbarname tebliğ edildikten sonra 30 gün içinde dava açma zorunluluğu vardır.

Vergisel uyuşmazlıkların idari aşamada çözüm yollarından biri olan uzlaşma; tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma olarak ikiye ayrılmaktadır.

Tarhiyat öncesi uzlaşmada; vergi idaresi, vergi inceleme raporu sonrasında ihbarname göndermeden önce uzlaşma yoluna gidilebilir.

Uzlaşılmazsa mükellefe vergi ceza ihbarnamesi gönderildikten sonra 30 gün içinde dava açılmalıdır.

Tarhiyat sonrası uzlaşmada başvuru, başvurunun değerlendirilmesi esnasında dava açma süresi durur. 15 gün veya daha az süre kalmışsa ya da süre bitmişse, uzlaşılamadığına ilişkin uzlaşma tutanağı düzenlenmesinden sonra dava açmak için 15 günlük ek süre verilir.

Uzlaşma, vergi davası açma yolunu kapatmaktadır.

Mükelleflerin haklı olduklarını sonradan öğrendikleri durumda uzlaşmaya karşı dava açamıyor.

Dolayısıyla tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası olarak bir tablo yapmak istersek;

 

İhbarnameler aleyhine açılan davalarda verilen kararların büyük çoğunluğu “kabul”, “red” veya kısmen kabul /kısmen” şeklinde oluşmaktadır.

Mükelleflerin davalarının tamamen veya kısmen reddedilmesi halinde, karara karşı itiraz veya temyiz hakları vardır. Ancak bu şekilde verilen kararlara karşı itiraz veya temyiz yoluna gidilmesi, dava konusu işlemin icrasını durdurmaz. İcranın durması için üst idari yargı merciinden yürütmenin durdurulması kararının alınması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesine göre idarenin vergi mahkemesi kararını da nazara alarak sonuca göre yeniden bir ihbarname düzenlemesi ve ilgilisine tebliğ etmesi gerekmektedir. Bu ihbarnamede hem ilk yapılan tarhiyata ilişkin rakamlar hem de vergi mahkemesi kararına göre oluşan ve dolayısıyla ödenmesi gereken tutarlar yer alır. Bu iki numaralı ihbarnamede ayrıca, mükellef davasını tamamen veya kısmen kaybetmişse, mahkeme kararı uyarınca ödemeye mahkûm edildiği yargı harçları ile gecikme faizi de yer alır.

İki numaralı ihbarname, dava konusu edilen tutarlar, yani vergi ve ceza için, vergi mahkemesi kararı ile uyumlu olması koşulu ile yeni bir borç doğuran bir idari işlem olmadığı, bir bildirim niteliğinde olduğu için dava konusu edilemez.

Leave a comment



barlas-law-firm-logo-white

Adres

AGAOGLU MASLAK1453
Maslak Mah. Tas Yoncası Sok.
C7 Blok D:45 Kat:8
Sariyer Istanbul – Turkey

+90 212 274 99 53 / 54
info@barlaslaw.com

© 2019 Barlas Hukuk Bürosu. Tüm Hakları Saklıdır.

site by boozaa

error: Bu içerik korumalıdır.